2013 yaz günlerimizin bir kısmını harcadık burada.Olimpos'a gitmeden önce gözümde hep şehirleşmenin tavan yaptığı,bol yabancı turistin sahillerinde güneşlendiği,gece kulüpleriyle,çarşısıyla dolu olan bir bölge gelirdi aklıma.Sanırım Antalya'da daha önce Alanya'da bulunduğum içindir.
Gelelim aslında olana.Havalimanından sonraki olimpos istikameti dağ yollarından geçiyordu.Hepimizin midesi bulandı ve hatta kusan... :) Yolculuk çok kötüydü.Neyse vardık ve ne göreyim! Toprak bir yol,her yerinde tarih yatan bir alana kurulmuş pansiyonlar,medeniyetten uzak gibi gözüken ancak bir o kadar da ilgi çekici mekanlar...Bungalov evlerden yapılmış pansiyonlardan birine yerleştik.Sahile gidene kadar yolda bir tane yüksek katlı bir yapıya rastlamıyorsunuz aslında gidene kadarı bırakın hiç görmedik! Sahile girmek için müzekart sahibi olmanız gerekiyor ya da bir miktar ödeme yapmak...Çünkü hakikaten tarih yatıyor demiştim!
Denizin birleştiği buz gibi suların olduğu bölgeler var ve ormanın içine girdikçe bu buz gibi berrak göletlerden daha fazla olduğunu görüyorsunuz.Tuzlarından böyle arınanlarda var,bizim gibi eğlence olsun diye yüzmeye çalışanda.Aslında pek yüzemiyorduk çünkü oldukça küçük alanlar bunlar.İçinde durmak bile büyük bir başarıydı zaten.
Denize girip bir süre vakit geçirdikten sonra yüzerek görünen tepenin arkasına bakmayı düşündük.Ve yüzerek muhteşem bir yere geldik.Tepenin arasından geçip suyun soğuduğu bir yere geldik.İçerisi karanlıktı ve kayaların sadece bazı bölgeleri sığlaştırdığını farkettik.Üzerinden geçerken tamamen zemine paralel olarak yüzmek gerekiyor çünkü bir kaç santim aşağıda büyük bir kaya var...
Kaldığımız pansiyondan bahsedecek olursak ismi "yakamoz pansiyon".Akşam denizin yorduğu aç bedenimizi besleyecek çok lezzetli yemekler yedik ve tabaklarca yedik.Hareket edemeyecek hale gelene kadar yedik!Ancak sindirdikten sonra evet şimdi ne yapalım? sorusunu sormak akla geliyor :)
Keşfetmek için çıktık ve o toprak yolda aynı hat boyunca gidip gelen "eski yeni" diye bir mekana insan taşıyıp duran bir araç vardı :) Onlara katıldık ve çok farklı çok yetenekli bir müzisyen keşfettik.Ortam oldukça güzeldi.Alıştığımız mekanlara benzemiyordu.Açık bir alanda ortada eski çağlardan kalmış izlenimi veren bir alan ve oradan çıkan ateş.Mekanı ısıtıyordu.
O yolu yürüyerek dönerken o karanlıkta çevrenizi saran tepelerin arasından geçerken biraz ürktüğümü hatırlıyorum.Arasında sıkıştığınızı düşünüyorsunuz istemeden.Büyük bir karartı...Farklı şekillere de benzetirseniz ve tek başınaysanız biraz korkabilirsiniz :)Ama Olimpos'un şirinliği aklınıza gelince umursamayadabilirsiniz.
Öküz diye bir mekan da var burada :) Ama orada oturduğunuz yerden "eski yeni" deki gibi müzik dinlemiyorsunuz.Dansediyorsunuz!
Yemek yedikten sonra orada aktivite yapmaya çalışan belli bir kimlikteki insanlar size güzel teklifler yaratabiliyorlar.Demre Kekova tekne turları,kanyon turu,rafting,Adrasan yamaç paraşütü,ATV turu,bisiklet turu,Yanartaş'a gezi...
Eğer tekne turunu seçerseniz kumun bembeyaz olduğu, suyun yumuşak ve ısısının mükemmel olduğu bir yerde yüzebilirsiniz! Beyaz kum diye geçiyordu sanırım...
Buraya 5 gün ayırdık ama 3 günde de burayı bitirebilirsiniz!Çok eğlendik!
Caner ALKAŞI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığın için teşekkürler!